Temel İnancı Değiştirmek – 2

Bilinçaltı değersizlik inancını değişik savunma mekanizmaları geliştirerek korur ve gizler. Bilinçaltı hızlı öğrenen bir sistemdir. Deneme yanılma yöntemiyle koruyan bir davranışla risk yaratan davranışı birbirinden ayırır.
Öğrendiklerinden, gözlemlediklerinden, yaşadıklarından, aldığı telkinlerden kendi içindeki bu değersizliğe kılıflar örmeye başlar. İşte bunlara savunma mekanizmaları diyoruz.

3 tip temel savunma mekanizması ortaya çıkar:

1. Grup; Başkalarına karşı kendimiz sanki değerliymiş gibi gösterme çabaları
2. Grup: Başkalarını bizden daha değersiz duruma düşürme çabaları
3. Grup: Başkalarından uzak durarak içimizdekini gizleme çabaları


1. grup; içinde başkalarına iyi, önemli, değerli, güçlü görünme çabaları yer alır. Kişi takdir edilmeye, beğenilmeye, sevilmeye çalışır. Bu amaçla;
 Statü kazanmaya çalışır. Müdür, genel müdür, doçent, profesör, milletvekili gibi unvanlar elde etmeye çalışır.
 Takdir edilecek davranış kalıplarına sahip olmaya çalışır. Kibar, olgun, anlayışlı, hatasız, çalışkan, iyiliksever olmak gibi.
 Toplumsal olarak güç sembolü kabul edilen nesnelere sahip olmaya çalışır. Lüks ev, lüks otomobil, kaliteli markaya sahip olmak. Kaliteli yerlerde yemek, yaşamak.

2. grup; Başkalarını bizden daha değersiz duruma düşürme çabaları; Burada temel amaç bir şekilde içimizdeki güçsüzlüğü relatif olarak karşımızdakini bizden daha değersiz duruma düşürerek gizlemektir.
Bu amaçla en sık karşılaşılan davranış şekilleri şunlardır.
 Eleştirmek, küçük görmek, küçük düşürmeye çalışmak, onu suçlu hissettirmeye çalışmak.
 Bilerek kırmaya ve üzmeye, çalışmak.
 Kendini o kişiden üstün göstermeye çalışmak.
 Onu kendimize bağımlı hissettirmeye çalışmak.
 Onu çaresiz hissettirmeye çalışmak

3. grup; İlk iki gruptaki çabalar yetersiz kaldıkça en garantili olan 3. grup savunma mekanizmalarını kullanmaya başlanır. Kişi başkalarından uzak durarak değersizliği gizlemeye çabalar.

Bu davranış şekillerinden en belirgin olanlar şunlardır.

 • Sosyal fobi adı altında toplanan davranış şekilleri bu gruptadır.
 • Mümkün olduğunca sessiz olmak. Kalabalıklar içinde yok olmak.
 • Fark edilmemeye çalışmak. Kendini ve görüşlerini ifade etmemek. Duygularını gizlemek. Duygusuz bir görüntü benimsemek.
 • İyi bilinmeye çabalamak. Herkesin huyuna suyuna göre davranmak. Fedakarlık yapmak.
 Hiç bir konuda inisiyatif almamak. Karar vermemek.

Değersizlik inancının yerleşmesi
Doğduğumuz andan itibaren anne baba ya da bakıcıların davranışları, iletişim şekli çocukta değersizlik inancının tohumlarını atmaya, yerleştirme, güçlendirmeye başlar. Bakıcıların bu davranış şekillerini onların içindeki değersizlik inancının şiddeti ve savunma mekanizmalarının bileşimi belirler. Yani bakıcıların değersizlik inancı bir şekilde çocuğa bulaşmaya başlar.


Çocuğun öğrenme çabalarına saygı duymamak
Çocuğun içinde ben de yapabilirim inancına göre hazır bir program vardır. Çocuk bakarak ve modelleyerek öğrenir.
Çocuğun kendi başına öğrenme çabası engellendiği oranda bu olumlu programın yerini yetersizlik inancı almaya başlar. Örneğin kendi çabası ile koltuğa tırmanmaya çalışan çocuğa arkadan iterek yardım edilirse çocuk “ben tek başıma yapamam” inancını yerleştirmeye başlar. Ya da tek başına yemek yemeye çalışan çocuğun elinden kaşığı alır ve ona yedirmeye çalışırsak “ sen yapamazsın” mesajını vermiş oluruz.


Çocuğun doğal gelişimine saygı duymamak
İnsanın gücü sınırlıdır. Her yaş için yapacakları sınırlıdır. Bunun doğal bir gelişim olduğu mesajını çocuk almalıdır. Aksine sanki çocuğa fiziksel yetersizliğinin doğal olmadığı yönünde mesajlar verilirse yetersizlik inancı yerleşmeye başlar. Su içerken üstüne döken çocuğa kızılması gibi. Eleştirel ailelerde büyüyen çocuklarda değersizlik
inancı güçlüdür.

Çocuğun bir takım beklentileri karşılaması gerektiği inancını yerleştirmek.
İyi bir şeyler yaptığı zaman ödül vermek ama diğer zamanlarda ilgilenmemek. Bir şeyi başaracağı zaman bir ödül alacağını belirtmek, ya da ancak bir şeyler başardığı zaman sevmek diğer zamanlarda yok saymak. Başkalarından daha iyi olması gerektiği beklentisini yerleştirmek.


Çocuğu yok saymak
Ne iyi ne de kötü bir şey yaptığı zaman tepki göstermemek, onaylamamak, ya da çocuk yokmuş gibi davranmak.
En gizli, en yaralayıcı değersizlik inancı yerleştiren davranış şekli budur.
Aile bireylerinden birinin çocuğu terk etmesi.(Boşanma ya da ölüm gibi). Çoğunlukla görülen durum babanın aileyi terk etmesi şeklindedir. Çocuk babası olmadığı için etrafından utanmaya başlar. Utanmak ya da utandırılmak kendi başına değersizlik inancını yerleştiren bir duygudur. Çocuk utandığı için değersiz olduğuna inanır. Değersiz olduğuna inandıkça daha çok utanır.
Çocuğun duygularının yok sayılması ya da duygularını ifade ettiği zaman utandırılması.
Ağladığı zaman kızılması. Kızdığı zaman azarlanması. Çocuğun kendi içinde suçlu olduğu inancını yerleştirilmesi.
Ben yanlışım, ben hatalıyım, ben utanç dolu bir kişiyim algısı oluşmaya başladıkça değersizlik inancı güçlenmeye başlar.
Cinsel, fiziksel ya da ruhsal tacizlerde ve istismarda bulunmak.