ALIŞKANLIK YA DA BİLİNENE YOLCULUK

-Nasılsın?

-İyi işte.

-Nasıl gidiyor?

-Her zamanki gibi.

Bir yandan hayatımızdan memnun yaşayıp giderken bir yandan da sorulan sorulara sanki hayatımız çok sıradan, sıkıcı gibi yanıtlar veriyoruz. Acaba bu cevaplar bize bir mesaj mı veriyor?

-Nasılsın?

-Çok iyiyim. Bugün harika bir gün geçirdim. 

Arada ne fark olabilir sizce. 

Hayatı daha keyifli hale getiren nedir? Eğer yeterince memnun değilsek bu memnuniyetsizliğe karşı adım atmamızı engelleyen nedir? Burada bir çelişki var. Eğer mutluysam bunu ifade etmeliyim ve devamı için çalışmalıyım. Eğer değilsem bunu değiştirmek için adım atmam gerekmez mi? Alışkanlık öyle bir çıkmaz sokak ki mutlu olmasak dahi alıştığımız düzenden vazgeçemiyoruz. Hayallerimiz olduğunda bile gerçekleşmesini dilediğimizde de hepsinin mevcut düzenimiz değişmeden gerçekleşmesini istiyoruz. Yeni hiçbir şey yapmadan, keyfimi çok da bozmadan, risk almadan, acıya katlanmadan. Ben değişmezsem dünyam nasıl değişecek?

Bir masalda ülkenin kralı, halkının mutluluğunu sağlamanın tek koşulu olan altın bülbülü bulmaları için 3 oğlunu görevlendirir. Kardeşlerin karşısına 3 farklı yol çıkar, üçü de ayrı yoldan gitmeye karar verir. Ancak büyük olan iki kardeş bildikleri ve güzel olan yoldan gitmek isteyince küçük kardeşe daha zor olan yol kalır. Küçük kardeş yine de vazgeçmez yola düşer, zorlukları ve engelleri aşar. En sonunda altın bülbülü bularak muradına erer. Bu masalda iki kardeş bildikleri yoldan giderler. Bildikleri sonuçlarla karşılaşırlar ama altın bülbülü, zorlu yolu yılmadan aşan küçük kardeş bulur. 

Hayatta insanı en çok zorlayanlardan biri konfor alanından çıkmak. Yeniliklere açılmak hele de yaşımız ilerleyince iyice zorlaşıyor. Üstelik artık sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber konfor alanınızdan çıkın diyen kişisel gelişimci ya da uzmanlara rağmen. En son ne zaman konfor alanınızdan çıktınız? Yeni bir şey öğrendiniz, şaşırdınız. Bunu çok uzaklara gitmeden de yapabilirsiniz üstelik. Sizin gibi düşünmeyen birine kulak vererek, çok da ilginizi çekmeyen türde bir dizi ya da film izleyerek. Şimdiye kadar hiç yapmadıysanız yalnızca küçük bir iki egzersiz ya da esneme hareketi yaparak. Buradaki küçük değişimi görmek bile sizi yenileri için motive edebilir. Buradaki asıl engel insanın neyi yaparsa ona alışması ve bir süre sonra artık onun anlamlı hale gelmesi. Evde sürekli oturursanız zihniniz artık evde oturmanın ne kadar keyifli ve anlamlı olduğuna dair telkinler verecektir. Ama sosyal aktivitelere yönelirseniz de zihniniz bundan keyif alacak ve size yeni kapılar açacaktır. Belki de bunu kendi başınıza test etmenin en kolay yolu ikisini de deneyip kıyaslayarak karar vermektir. 

Dans etmediğiniz sürece dans etmenin, resim yapmadığınız sürece resim yapmanın, yeni yerler keşfetmediğiniz sürece keşfetmenin ne kadar keyifli olduğunu bilemezsiniz.  

Her gün yeni bir şey öğrenip mutlulukla şaşırmak ümidiyle. Sevgiyle kalın.